Sunday, March 9, 2008

1 AY bitti....

Zaman dediğin kavram ne kadar da kontrol dışı.. Ve aslında ne kadar da göreceli.. Yani bir kelebeğin ömrü 24 saatten ibaret ve bu insanlığa göre ne kadar kısa. Ama kelebeğe sorsan o bin yıldır yaşıyor sanki..
Bende bu zaman kavramında hızla ilerliyorum bu günlerde. Gündüzlerim gecelerim ışık hızında ilerliyor. Belki takvime göre bir ay geçti oğluma kavuşalı ama bence daha dündü onu kucağıma aldığım gün.. O'nunla beraberken ben zaman kavramını yitirdim aslında. Artık her anım O her günüm O.
Her sabah bugün bana ne süprizler hazırladı diye uyanıyorum hemen yanı başımda minik yatağında uyuyan prensime bakarak. Sabahları ayrı bir güzel oluyor bu bebişler. Kokuları ayrı güzellikte yayılıyor odaya.
E tabii tüm gece alınmayı bekleyen bezleride eklersek bu kokuya :) Efenim benden alışık olmadığınız şekilde romantik yazdığımı farkettim ve yeter bu kadar duygusallık dedim, silkelen ve kendine gel Yaseminnnn :) Ya bu annelik beni olduğumdan duygusal yaptı yahu, durmadan gözlerim dolu dolu geziyorum. Hayır bişey değil oğlum beni daha net görmeye başladığı şu günlerden ay ne kadar sulugöz bu kadın diyecek.. Ama annelikte böyle bişi beaaa :)
Şimdi gelelim bir ay nasıl geçtinin özetine.. Hastaneden geldiğimiz ilk geceyi anlatayım size yeteri kadar komik zaten :D
Ev haliyle kalabalık ana dış kapıdan başlayarak heryere süsler asmış bizim yeğenler. Daha dış kapıdan uyarmışlar insanları "Lütfen kapıyı yavaş kapatınız, artık apartmanda bir bebek var!". Ne düşünceli yeğenlerimiz var bizim. Sonra "Hoşgeldin Sencer" yazan bir yazı karşılıyor bizi.. Ay ben yeterince duygusalım zaten iyice duygulanıyorum. Her yerde balonlar bir şenlik havası. Efenim evimize gelmiş olmanın rahatlığıyla oğlumu aldım kucağıma odaları gezdirdim. Bak oğlum burası senin odan burası banyo burası teras.. Gayet keyifliyiz. Ben çok ayakta kalamıyorum malum acıyan bir ameliyat yaram var. O yüzden her adımda iki dakka dinlenme molası.
Amcasının kucağında kulağına ismi fısıldandı oğlumun... Babası ve ben ağlamamaya çalışarak elele oturuyoruz salonda bir köşede.
Sonra yavaş yavaş azaldı kalabalık. En son annem "Kalayımmı gideyimmi" dedi. Ben gayet kendimden emin "Git annecim biz hallederiz.." dedim ve gönderdim annemi. Saat 22:00 sularında oğlumun karnını doyurmaya başladım. Bu arada saatlerimizi kurduk hani olurda uyanamazsak diye. Henüz annelik refleksinden habersizim tabii. Şimdi 10 da uyursa sırayla 1 de 4 de ve 7 de kaldırırız besleriz. Plan bu... Gayet güzel karnını doyurdu bizimki. Hafifce gazınıda çıkardık. Yatağına koyduk. Herşey güzel. 5 dakika geçmiştiki "ingaaaaa" şeklinde ağlama başladı.. Bu arada bebekler gerçekten ınga diye ağlıyor :). Allah allah acaba altımı pis dedik. Hadi altını temizledik. Meğer bu dahada huzursuz yaparmış bebekleri. :) Temizlemeden sonra baktım benimki ağzını açmış aranıyor. Dedik heralde doymadı. Koy tekrar memeye. Ve evet bu şekilde meme gaz ve alt değiştirme ile saati 1 yaptık.. Yahu bir yerde yanlış yaptığımız kesindi. Ne yaptıysak çocuk uykuya dalmıyor. Yani 3 saat boyunca emzirme 3 kere alt alma ile geçen zaman bozulan sinirler ve sinirden yaşaran gözler.. Çaresiz "Acaba annemi çağırsak mı?" dedim. Sabırla benimle uğraşan sevgili eşim o zaman patladı "Zaten bir cengaverlik yaptın gönderdin kadını çok biliyormuşsun çocuk bakmayı gibi" dedi. :)))) O saatte annemi aradım ve "Anneeeee bu çocuk uyumuyorrrrrrrrrrrr..." dedim. İlk gecemiz anneminde yardımıyla 3 defa uyanıp emzirme ile geçti ve pek tabii bir daha altını almadık :)

Şimdi size tecrübeyle öğrendiklerimi sıralıyayım..
  • SAKIN CENGAVERLİK YAPIPTA ANNENİZDEN YAHUT BÜYÜKLERİNİZDEN GELECEK YARDIMA HAYIR DEMEYİN :)))
  • Bebeklerinizi mutlaka anne sütüyle besleyin. Emzirmek hem onun için hemde sizin için muhakkak yaşanması gereken ve sadece size has olan bir duygu paylaşımı. Bunu kaçırmayın!
  • Gece en geç 00:00 da bebeğinizi altını alın sonra kaka yapmadığı sürece, ki uyku halinde kaka yapmıyorlar, sabaha kadar altını açmayın. Bu yeni doğan bebekleri huzursuz ediyor. Çıplaklık duygusunu sevmiyorlar.
  • Gündüz en fazla 2 saatlik uykular uyumalarına müsade edin. Sık sık uyandırıp emzirin altını temizleyinki gündüzün geceden farkını farketsinler. Hemde çok fazla uyumadıkları için gece daha çok uyuyorlar.
  • Özellikle besledikten sonra muhakkak gazını çıkarın. Ama olurda çıkmadı telaş etmeyin. Bebeğinizi yan yatırarak uyumaya bırakın. Her uyanışında yattığı yönü değiştirinki yavrum sürekli aynı tarafta uyumaktan tutulup kalmasın :)
  • Emzirirken onunla konuşun gözlerini kapatıp uyku moduna geçsede mutlaka sizi duyacaktır. Emzirmek uzun süren bir eylem olduğu için bazen sizin içinde sıkıcı olabiliyor. Bu vakitte kitap okuyabilirsiniz. Okuduğunuz kitabıda yüksek sesle okuyabilirsiniz. Böylece hem bebişinize kitap okumuş hemde kendiniz için faydalı birşey yapmış olursunuz. :)
  • Bebişiniz ağlamaya başladığında hemen panik yapıp onu susturmaya çalışmayın. O güzel sesinin bir süre tadını çıkarın. Bu sayede hem ciğerlerinin açılmasını hemde göz yaşının gelmesini sağlamış olursunuz. Hem böylece ağlama şeklinin farklılığından acaba açmı yoksa gazımı var farkını ayırd etmeyi öğrenebilirsiniz.
Efenim haddim olmadan bir aylık tecrübemle benim en çok dikkat ettiğim konular bunlar. ve size verebileceğim tavsiyeler.. Elbette aklıma geldikçe sizinle tecrübelerimi paylaşmaya devam edeceğim. Ama bu arada artık yavaş yavaş mutfağa girmeye başladığımda tariflerimde devam edecek..
Son olarak size bir aylık oğlumun yakın plan resmi :). Bu şahane resimleri bize kazandıran Hüner ailesinin beyefendisine teşekkür etmeden geçemeyeceğim :)


No comments:

Post a Comment