Showing posts with label ı. Show all posts
Showing posts with label ı. Show all posts

Friday, October 15, 2010

MAKARNA SALATASI

MALZEMELER:
  • Yarım paket iri şekilli makarna,
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ,
  • Salatalık turşusu,
  • Sosis,
  • Mayonez,
  • Yoğurt,
  • 3 diş sarımsak,
  • Karışık garnitür,
  • Mısır,
  • Maydanoz, dereotu,
YAPILIŞI:
  1. Makarna tuzlu suda  15 dakika kadar haşlanır. Soğuk suya tutulur süzdürülür. Büyük bir kabın içine alınır.
  2. Üzerine küçük doğranmış kornişon turşu, maydanoz, dereotu , ezilmiş sarımsak ve diğer malzemeler ilave edilir karıştırılır. Servis tabağına alınır üzerine pul biber serpilir.
Afiyet olsun...

Thursday, September 30, 2010

BROKOLİ SALATASI VE BROKOLİNİN FAYDALARI

BROKOLİ SALATASI
Brokoli memleketimize son bir kaç yıldan beri girmiş bir sebzedir. Brokoli her insanın mutfağından sağlığına taşıyabileceği ve hazırlanması en kolay bir sebzedir. Prostatit ve iyi huylu prostat büyümesi sorunlarına karşı doğal bir yardımcıdır.
Brokoli glukozinolatlar, Indoller, Sülforafen, C vitamini, beta-karoten,selenyum, Ditiyoltiyonlar, Quersetin gibi maddeler içerir.
BROKOLİ VE FAYDALARI 
Prostat ve meme kanserine yönelik koruyucu özelliği bulunan sulforafen vardır.
Idrar yolları enfeksiyonu için yararlıdır.
Antibiyotik niteliğe sahip olan brokoli prostat enfeksiyonuna yönelik etkilidir.
Antibiyotikler bağışıklık sistemini zayıflatıcı etkide bulunmasına rağmen brokoli hem antibiyotik özelliği göstermekte hem de bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.
Amerika da yapılan bir araştırmaya göre brokolide yer alan sülforapan maddesi Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığının hasarının engellenmesinde etkinliği bulunmaktadır.
Amerika da ki Roswell Park Kanser Enstitüsünün yapmış olduğu araştırma brokolinin çig tüketiminin akciğer kanseri olasılığını %20 ila % 55 arasında düşürmektedir.
Sulforafan içeren brokoli kullanımının ülserin en önemli sebebi olan helikobakter pilori enfeksiyonuna karşı koruma sağlayabileceği belirtilmiştir.
Warwick Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre brokolide bulunan sulforafen şeker hastalığının sebep olduğu kalp damarlarındaki hasarın yok edilmesini sağlayabilecek özeliktedir.
Katarakt riskini azaltır.
Havuçtan daha çok beta karoten içerir . B1 ve C vitamini kalsiyum, selenyum ve potasyum açısından da zengindir.
Güneşten zarar gören cildin onarılmasında brokolinin içerdiği Sulforafan etkinligi vardır

MALZEMELER:
  • Yarım kg brokoli,
  • 1 limon suyu,
  • 3-4 diş sarımsak,
  • Yarım çay bardağı sızma zeytinyağı,
  • Tuz,
YAPILIŞI:
  1. Brokoli yıkanır buharda veya az su ile haşlanır. Su ile haşlanır ise süzülür servis tabağına alınır, soğumaya bırakılır. ( haşlama suyunu dökmeyip içebilirsiniz)
  2. Soyulmuş sarımsaklar tuz ile ezilir, 1 limon suyu ve sızma zeytinyağı ilave edilir, karıştırılır.
  3. Servis tabağındaki haşlanmış brokolinin üzerine gezdirilerek dökülür.
Afiyet olsun...

Monday, September 20, 2010

TAZE FASULYE KAVURMASI (SAMSUN)

FASULYE KAVURMASI

MALZEMELER:
  • 500 gr fasulye,
  • 3 tahta kaşığı zeytinyağı veya 2 kaşık tereyağı,
  • 2 adet kuru soğan,
  • 2 adet domates,
  • 2 adet sivri biber,
  • 2 yumurta, arzu edilirse,
  • Tuz, karabiber,
YAPILIŞI:
  1. Fasulye temizlenir yıkanır ortadan ikiye bölünür, az su ile yarım haşlanır,
  2. Tavada veya geniş karnıyarık tenceresinde yemeklik doğranmış soğan ve biber birlikte kavrulur buna küp doğranmış domatesler ilave edilir, domatesler yumuşayıncaya kadar kavurmaya devam edilir.
  3. Haşlanmış fasulyeler ve tuz eklenir ara sıra karıştırarak kavurmaya devam edilir. Yemeğin sulu olmaması lazım, suyu azalırsa pişmesi için çok az sıcak su ilave edilir.
  4. Karabiber eklenir karıştırılır, çırpılmış yumurta ilave edilir karıştırılır yumurta pişince ocaktan alınır.
Mısır ekmeği (cadi) ile akşam çayında afiyetle yenilir.
Afiyet olsun...

Saturday, September 18, 2010

GÜRCÜ USULÜ ETLİ YAPRAK SARMASI (YAPRAK DOLMASI)

ETLİ YAPRAK SARMASI

MALZEMELER:

  • 750 gr asma yaprağı,
  • 300 gr dana eti,
  • 1 su bardağı pirinç,
  • 2 soğan,
  • 1 çay bardağı yeşil mercimek,
  • 1 çay bardağı kırmızı mercimek,
  • Yarım demet maydanoz, dereotu,
  • Yarım çay bardağı yağ,
  • 1 yemek kaşığı salça,
  • Karabiber, nane, tuz,
YAPILIŞI:
  1. Soğan, maydanoz, dereotu doğranır. Dana eti kuşbaşından çok küçük doğranır. Tuz, karabiber, salça, yağ,  ve nane katılır yoğurulur.
  2. Yıkanmış pirinç ve mercimekler ilave edilir karıştırılır. 
  3. Tencerenin dibine bir sıra yaprak serilir, üzerine sarılmış dolmalar dizilir.
  4. Tencereye 1 kaşık yağ ve salçalı su konur. Orta ateşte pişirilir.
Gerekirse pişerken azar azar su ilave edilir.
Afiyet olsun...

Friday, August 6, 2010

TAZE FASULYE-BÖRÜLCE DONDURUCUDA NASIL SAKLANIR

Taze fasulyeyi   iki şekilde hazırlayıp dondurucuda saklayabilirsiniz. İki şekilde de hazırlayıp dondurucuya koyuyorum.
  1. Şoklanarak saklanması.
  2. Direk dondurucuda saklanması,.
ŞOKLANARAK DONDURUCUDA MUHAFAZASI:
  • Fasulyeler yıkanır ayıklanır istenilen boyutta bölünür.
  • Geniş bir tencereye su konularak kaynatılır. Yarım kg fasulye bir süzgeç içinde kaynar suya daldırılır 3-4 dakika bekletilir,  hemen sonra süzgeç ile beraber soğuk suya tutulur. Bu şekilde fasulye şoklanmış olur. 
  • Daha sonra fasulye süzülür, kurutulur buzdolabı poşetine konulur. Saklanırken dondurucuda fazla yer kaplamaması için bir kapta şekillendirilerek dondurulur. Donduktan sonra kapdan çıkarılarak dondurucuya yerleştirilir. 
DİREK DONDURUCUDA SAKLANMASI:
  • Fasulyeler yıkanır ayıklanır. istenilen boyutta bölünür.
  • Buzdolabı poşetine konulur. Saklanırken dondurucuda fazla yer kaplamaması için bir kapta şekillendirilerek dondurulur. Donduktan sonra kapdan çıkarılarak yerleştirilir.
NOT: Taze börülceye de aynı işlem uygulanır. Dondurucudan çıkarılan sebzeleri çözdürmeden direk pişiriniz. Çözülerek pişirilirse hücre yapıları bozulur besleyici değerleri kaybolur.

Wednesday, July 28, 2010

EV USULÜ İSKENDER KEBABI ( 4 KİŞİLİK)


Evde yapılan,  gerçek iskender kebabını aratmayan bir tarif. Son derece kolay ve lezzetli.

MALZEMELER:
  • 350 gr hazır yaprak döner
  • 4 küçük pide veya  7-8 adet kızarmış ekmek dilimi
  • 2 -3 su bardağı yoğurt
  • 3 yemek kaşığı domates salçası
  • Tuz, pul biber, kırmızı  toz biber
  • 1 kibrit kutusu kadar tereyağı ( tereyağı sıvı yağ karışımı)
  • Sıcak su (sosun kıvamına göre)
YAPILIŞI:
  1. Pideler ısıtılır kare kare kesilir tabaklara yerleştirilir.  (Ekmek ile yapılacak ise, ekmekler dilimlenir kızartılır, kare kare kesilir.)
  2. Yaprak dönerler teflon tavada hafif kızarana kadar kavrulur.
  3. Salça, sıcak su, biraz tereyağı, pul biber ve tuz  küçük bir tavada koyu akışkan kıvamda 3-4 dk pişirilir.
  4. Pidelerin üzerine biraz sos gezdirilir, çatal ile çırpılmış yoğurt ve sonra üzerine dönerler konur. Tekrar sos gezdirilir ve son olarak yağ da kızdırılmış kırmızı toz biber dökülür.
Afiyet olsun...

Friday, July 9, 2010

HÜNKAR BEĞENDİ ( 4 kişilik)


Uzmanlar, patlıcanın, A vitamini, fosfor ve kendine has bazı esanslara sahip olduğunu, bunlarla sinirleri teskin ettiğini ve kalp çarpıntısını giderdiğini vurguluyor. Patlıcanın pankreas, karaciğer ve böbrekleri kuvvetlendirdiğini, bol idrar söktürdüğünü, vücuttaki fazla suyu dışarı boşalttığını ve kilo verdirdiğini kaydeden uzmanlar, şeker hastalarının, patlıcan salatasından çok fayda gördüğünü, kansızlığa iyi geldiğini, kanı arttırdığını ve kalbe sükunet verdiğini ifade ediyor. Uzmanlara göre  patlıcan, en sağlıklı olarak kül veya ocakta pişirilip, tüketilmesi görüşündeler.
Ancak: cilt hastalıkları, şeker, mide bağırsak ve karaciğer hastalıkları aşırı derecede olanlar patlıcan yememelidir.

PATLICAN PÜRESİ İÇİN MALZEMELER:
  • 6 adet iri patlıcan,
  • 2 kaşık un,
  • 2 kaşık yağ
  • Yarım su bardağı kaşar peyniri rendesi,
  • 1,5 su bardağı kaynar süt
  • Tuz, karabiber,
YAPILIŞI:
  1. Patlıcanlar közlenir, kabukları soyulur ince, ince kıyılır.
  2. Bir tencerede un ile yağ hafif pembe kavrulur, kaynar süt ilave edilerek pişirilir.
  3. Bu karışıma tuz, karabiber, rende kaşar peyniri ve kıyılmış patlıcan ilave edilerek karıştırılır.
  4. Servis tabağına alınır, tas kebabı ile servis yapılır.
TAS KEBABI İÇİN MALZEMELER:
  • Yarım kg kuşbaşı et (koyun veye dana),
  • 2 adet soğan,
  • 2 kaşık yağ,
  • Yarım kaşık salça,
  • 2-3 domates,
  • Tuz, karabiber,
YAPILIŞI:
  1. Yağ ve etler bir tencereye konur, ağır ateşte suyunu çektikten sonra 8-10 dakika kavrulur.
  2. İnce doğranmış soğan eklenir 2 dakika karıştırılır.
  3. Soyulmuş ve doğranmış domates ve salça ilave edilir 2-3 dakika karıştırılır.
  4. 2 bardak su ilave edilir etler yumuşayıncaya kadar pişirilir. Tuz ve karabiber atılır. Etin suyu 1-1,5 kepçe olmalıdır.
  5. Püre ile istenilen şekilde servis tabağına yerleştirilir maydanoz yaprakları ile süslenir.
Afiyet olsun...

Wednesday, June 30, 2010

ALİ NAZİK TARİFİ


MALZEMELER
  • 2 adet patlıcan
  • 1 su bardağı süzme yoğurt
  • 3-4 diş sarımsak
        Üzeri için
  • 3 yemek kaşığı kıyma
  • 1 domates
  • Yarım yemek kaşığı biber salçası
  • 2 adet sivri biber
  • 1 çorba kaşığı tereyağı
  • 5-6 dal maydanoz
Sosu için
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • Yarım yemek kaşığı salça
YAPILIŞI
  1. Patlıcanlar közlenir kabukları soyulur ince ince kıyılır. ( soyulan kabukların içlerini bıçak ile sıyırıp patlıcanlara ilave edebilirsiniz).
  2. Tereyağı tavaya alınır eritilir, kıyma ve  ince ince doğranmış soğan, biber,  domates eklenir kavrulur. Salça ilave edilir biraz daha kavrulur. Ocaktan aldıktan sonra kıyılmış maydanoz ilave edilir karıştırılır.
  3. Sarımsak tuz ile havanelinde ezilir süzme yoğurda konulur karıştırılır. Kıyılmış patlıcanlar eklenir karıştırılır servis tabağına alınır düzeltilir. Üzerine hazırladığımız harç yayılır.
  4. Yarım yemek kaşığı tereyağında salça kavrulur harcın üzerine dökülür maydanoz yaprakları ile süslenir.
Afiyet olsun...

Monday, June 21, 2010

SEMİZOTU SALATASI


Çok besleyici olan semizotu demir ve C vitamini bakımından zengindir. Semizotunun, kanama hastalıklarında ve peklikte çok faydalı olduğunu kaydeden uzmanlar, kanı temizlediğini, bol idrar söktürdüğünü, kanı, üre ve benzeri pisliklerinden temizlediğini, sinir krizleri ve beyin yorgunluğunu geçirdiğini, böbrekteki kum ve taşı döktüğünü bildiriyor.
Semizotunun, şeker hastalarının susuzluğunu azalttığını, şişmanlara kilo verdirdiğini belirten uzmanlar, semizotu, yeşil salata olarak yenirse faydasının fazla olduğunu ifade ediyor.

MALZEMELER:
  • 1 bağ semizotu
  • Yarım kg süzme yoğurt
  • 3-4 diş sarımsak
  • Tuz
YAPILIŞI:
  1. Semiz otları bol suda yıkanır yaprakları ve nazik dalları alınarak doğranır.
  2. Sarımsak havanda tuz ile ezilir süzme yoğurt ile karıştırılır,  doğranmış semizotuna eklenir ( 1-2 yemek kaşığı sızma zeytin yağı da ilave edebilirsiniz) tekrar karıştırılır.
  3. Servis tabağına alınır üzeri kaşık ile düzleştirilir ve pul biber serpilerek süslenir.
Afiyet olsun...

Saturday, June 19, 2010

MİDYE DOLMASI

MALZEMELER:
  • 30-35 tane iri siyah midye
  • Her midye için 1 tatlı kaşığı pirinç
  • 5-6 adet kuru soğan
  • 1 su bardağı zeytinyağ
  • 1 çorba kaşığı dolmalık fıstık
  • 1 yemek kaşığı kuru nane
  • 1,5 tatlı kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı tarçın, şeker
  • 2 yemek kaşığı kuş üzümü
  • 1 limon suyu
  • Yarım demet maydanoz, dereotu
  • 1 tatlı kaşığı tuz
Midyelerin temizlenmesi:
  • 30-35 tane büyük ve siyah midyeye bir avuç tuz atılıp 1-2 saat bırakılır. Sonra bıçak ile kazınarak yıkanır.
  • Midyelerin düz tarafına bıçak sokularak (kabuğun hava alması sağlanarak kabuklar açtırılır) kitap gibi açtırılır, iki kapak el ile ek yerinden hafifce döndürülür sonra normal haline getirilir. İçindeki tüyler kesilip iyice yıkanır.
YAPILIŞI:
  1. Soğanlar çok ince doğranır veya rendelenir, fıstıkla beraber fıstıklar pembeleşene kadar zeytinyağında kavrulur.
  2. Ayıklanıp yıkanmış pirinç katılıp 1-2 dakika daha kavurulur. İki bardak sıcak su ilave edilir orta ateşte suyunu çekinceye kadar pişirilir. 10-15 dakika kapak kapalı olarak demlendirilir.
  3. İnce kıyılmış maydanoz, dereotu, nane, karabiber, tarçın, temizlenmiş üzüm, şeker, tuz, limon suyu konup karıştırılır.
  4. Hazırlanan iç midyelere  sıkıca doldurulup tekrar kapatılır.
  5. Tencereye yerleştirilip 2 su bardağı sıcak su konur. Üzerine madeni bir tabak kapatılır. Sonra da tencerenin kapağı örtülerek orta ateşde pişirilir.
  6. Kapak aralanarak soğutulur. Arzu edilirse parlak olması için midyeler birer birer silinip zeytin yağı sürülür.
  7. Kıvırcık yaprakları ve limon dilimleri ile tabağa yerleştirilir.
Afiyet olsun...

Wednesday, June 9, 2010

ETLİ BİBER DOLMASI ( 4 kişilik)

ETLİ BİBER DOLMASI

MALZEMELER :
  • 250 gr kıyma,
  • 8 yemek kaşığı pirinç her bibere 1 yemek kaşığı pirinç hesaplanır,
  • 1 soğan,
  • Yarım demet maydanoz , dereotu,
  • 2 tatlı kaşığı kuru nene veya 1 avuç taze nane, 
  • 1 domates,
  • Yarım yemek kaşığı biber salçası,
  • 4 Yemek kaşığı zeytinyağı,
  • 1 Tatlı kaşığı karabiber,
  • Tuz,
YAPILIŞI :
  1. Biberler yıkanır , içi çıkarılır ve kurulanır. Tencerede hafif kızartılır .
  2. Soğan, maydanoz, dereotu, nane, küçük doğranmış domates, yıkanmış pirinç, tuz, karabiber , kıyma ve yağ ilave edilir yoğrulur
  3. Hazırlanan harç ile biberler doldurulur, tencereye dizilir. Yarım yemek kaşığı salça ile hazırlanmış salçalı su ilave edilip kısık ateşte pişirilir. Gerekirse pişerken sıcak su ilave edilir .
Afiyet Olsun ...

NOT: Biberleri kızartmadan da yapabilirsiniz . İkisinin lezzeti farklı oluyor . Arzu ederseniz uzerine sarımsaklı limon suyu dökebilirsiniz .

Sunday, June 6, 2010

LOR KAVURMASI (2 kişilik)


MALZEMELER:
  • 6 yemek kaşığı lor
  • 1 yemek kaşığı tereyağ veya 2 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 2 yumurta
  • İstenirse 1 tatkı kaşığı pul biber
YAPILIŞI:

  1. Küçük bir tavaya yağı koyalım, yağ eriyip biraz ısındıktan sonra loru ilave edelim ve devamlı karıştırarak kavuralım.
  2. Yumurtaları kıralım ve kavurmaya devam edelim. Yumurtalar ile lor iyice karışınca  ocağın altını kapatalım ve servis yapalım.
        Afiyet olsun...

NOT: Lorun tuzuna göre koyacağınız tuz miktarını ayarlayabilirsiniz.Aynı tarifi çökelek ve katık ( karadenizliler bilir) ile de yapabilirsiniz.

Tuesday, May 25, 2010

PATATES EZME SALATA

MALZEMELER:
  • 1 kg patates
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağ
  • Yarım limon suyu
  • 1,5 su bardağı süzme yoğurt ( yoğurtda olur)
  • 3 diş sarımsak
  • Tuz
YAPILIŞI:
  1. Patatesler haşlanır ve çatal ile iyice ezelir.
  2. Tuz, limon suyu ve zeytinyağı ayrı bir kapta karıştırılr ve ezilmiş patateslere eklenerek tekrar karıştırılır karışım borcama düzgün olarak yayılır.
  3. Sarımsaklar ezilir yoğurt ile karıştırılır patatesin üzerine dökülerek eşit şekilde yayılır.
  4.  Zeytinyağ - kırmızı toz biber karışımı ile süslenerek servis yapılır.
 Afiyet olsun...

KIYMALI DOMATESLİ BULGUR PİLAVI (4 Kişilik)


MALZEMELER:
  • 1 su bardağı pilavlık bulgur
  • 2 yemek kaşığı kıyma
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 4 adet sivri biber
  • 1 domates
  • Yarım yemek kasığı biber salçası
  • 1 soğan
  • 1 su bardağı sıcak su
  • Tuz
YAPILIŞI:
  1. Soğanımızı ve ince ince doğradığımız biberlerimizi yağda güzelce kavuralım.
  2.  Kıymamızı ilave edip 3- 4 dakika kavuralım. Sonra da salçamızı, kabukları soyulmuş ve küp doğranmış domatesimizi ekleyip domatesler ölene kadar kavurmaya devam edelim.
  3. Yıkanmış bulgurumuzu ilave edip bir kaç kez çevirelim, sıcak suyumuzu ve tuzumuzu ilave ettikten sonra kapağını kapatıp suyunu çekene kadar kısık ateşte pişirelim.
  4.  Ocağımızı söndürüp 10 dakika demlendirdikten sonra karıştıralım. Sıcak olarak servis yapalım.
Afiyet olsun...

Monday, May 24, 2010

PATATESLİ TOPLAR


Patatesin besleyici maddelerinin çoğunluğunun, kabuğunun hemen altında veya yakınında olduğunu belirten uzmanlar, bu sebeple patatesin, kül veya buharda pişirildikten sonra soyulması gerektiğini vurguluyor.


Patatesin mutlaka salata veya soğanla yenilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, patates, yağda kızarmış olarak yenmezse kilo aldırmadığını, şişmanlar ve şeker hastaları için iyi bir gıda olduğunu bildiriyor. Şeker hastalarının, ekmek yerine bol patates yiyebileceğini söyleyen uzmanlar, ancak potasyumun zayi olmaması için, patateslerin külde veya çift tabanlı tencerede pişirilmesi gerektiğini kaydediyor.

Uzmanlara göre, patatesin yaklaşık yüzde 20'si karbonhidrat ve kalori değeri oldukça düşük. Bol B vitaminleri, C vitamini, protein, kalsiyum, demir ve fazla miktarda potasyum içeriyor. Orta boy bir patates, günlük C vitamini miktarının 1/3'ünü temin ediyor. Sindirimi kolaylaştırıyor. Bağırsakları, böbrekleri ve kanı temizliyor, kabızlığı önlüyor. Kansere karşı koruyor ve yorgunluğa karşı birebir. .

MALZEMELER:

  • 8-9 adet orta boy patates
  • 3 adet havuç
  • 2 yemek kaşığı tereyağ veya zeytinyağ
  • Yarım demet maydanoz, dereotu
  • 5-6 yeşil soğan
  • Tuz
  • 1 tatlı kaşığı karabiber
  • 1 Limon suyu
YAPILIŞI:
  1. Patatesleri ve havucu iyice haşlayalım ve suyunu süzelim. Püre haline getirelim. 2 yemek kaşığı teryağını eritmeden koyalım pürenin sıcaklığı ile erisin.
  2.  Dğer tarafta maydanozları, dereotunu ve soğanları ince ince kıyalım ve  püreye ekleyelim. Tuz, limon suyu ve karabiberi ilave edip iyice yedirelim.
  3. Servis tabağının dibine maydanoz serpelim, püreden yumurta büyüklüğünde parçalar alıp top şeklini verip tabağa yerleştirelim. Üzerlerine maydanoz serpip servis yapalım.
Afiyet olsun...

GALETA UNLU TATLI

MALZEMELER:

  • 3 yumurta

  • 1 su bardağı galeta unu

  • 1 su bardağı şeker

  • 1 su bardağı sıvı yağ

  • 1 paket kabartma tozu

  • Ceviz veya fındık

MUHALLEBİSİ:
  • 2,5 su bardağı süt

  • Yarım su bardağı şeker

  • 1 paket krem şanti

  • 3 kaşık nişasta

ŞURUBU:
  • 1 su bardağı su

  • 1,5 su bardağı şeker

YAPILIŞI:
  1. Şurubumuzu hazırlayalım.( 7-8 dakika kaynaması yeterli) ve soğutalım.

  2.  Şekerleri yumurta ile çırpalım. Üzerine sıvı yağı ekleyip karıştıralım. Sonra galeta ununu, kabartma tozunu, ceviz veya fındığımızı ekleyip karıştıralım. Yağlanmış  borcama harcımızı dökelim. 180 derece  fırında kızarana dek pişirelim.

  3. Bu arada kremasını krem şanti hariç bütün malzemeleri karıştırarak muhallebi kıvamında pişirelim. Soğuduktan sonra krem şantiyi ekleyip mikser ile çırpalım.

  4.  Pişen kekimiz  sıcak iken üzerine soğuk şurubu dökelim. İçini çekip soğuduktan sonra hazırladığımız kremamızı yayalım. Üzerini istediğimiz şekilde süsleyelim, buzdolabında 1- 2 saat bekletip servis yapalım.

Afiyet olsun...

Thursday, May 20, 2010

Paşa ile Kutsal Topraklar nasıl ziyaret edilir?

Ailecek

Aslında böyle bir yazı yazmak aklımda yoktu. Ancak "Dönüş" yazıma gelen yorumlarda en çok merak edilen bu konu olunca paylaşmak boynumun borcu diye düşündüm..
Hepsinden önce "Dönüş" yazıma gelen olağanüstü yorumlarınız, ayrıca bizzat atılan e-postalarınız için ne kadar teşekkür etsem ne kadar amin desem az... Dilerim Rabbim cümle dileyeni o güzel topraklara yüz sürmeyi nasip eder.. Her yorumda yeniden gözlerim doldu inanın çook çook şükür..
Paşa ile seyahat planı ortaya çıktığında daha önce tecrübeli olduğum bir yer olduğu için; kalabalığı yoğunluğu ve elbette sıcağı bildiğim için; biraz çekindim.. hatta uçağa binene kadar hayatımda hiç olmadığım kadar çook gerildim. Acaba nasıl olacak? Dört saat uçuşta rahat duracakmı, beni başörtülü görünce örtümü çekip dururmu, yanıma yedek örtümü alsam oynaması için, ee şimdi çantama yedek ne koymalıyım, uçaktan inince bizi nasıl bir hava karşılayacak, gecenin bir saatinde orda olacağız uykusuzluktan sorun çıkaracakmı, vazifeyi nasıl yapacağız peki bu saatte, paşayı odada yalnız bıraksak korkarmı, arap yemeklerini yiyebilecekmi, vakit namazlarında sabit durmasını nasıl sağlayacağız, peki ya tavaflarda... ve daha bir sürü soru beynimde taklalar atarak yola düştük..

Paşa Sırıtıyor Hoşgeldik...

Uçakta hiç zorluk çıkarmadı hem de hiiçç... Başta sakin sakin oturdu yerinde. Bol bol dergileri karıştırdık beraber. Bu arada ihramlı olunca insan haliyle daha sakin daha serin kanlı yaklaşıyor herşeye.. Şükür.. Sanki o da bizimle beraber girdi ihrama. Bol bol dolandı uçakta hemen hemen her yolcuyla oturdu. Kimse şikayet etmedi oynattı onu. Kimisi aldı kucağına beraber dışarıyı seyrettiler... Bu arada hemen bir not; ihramlı olduğumuz için kokulu mendil kullanmamız yasak; tabii paşanın rahat durmayan ve sürekli dolan bir bezi var.. Bu durumda altını değiştirmek, elin kokulu mendille temasını önlemek için yanınıza ameliyat eldivenlerinden almanızı tavsiye ederim.. Gerçekten harika bir çözüm ;) Çantaya atılacak eşyalardan biri "Eldiven" :)

Turist Paşa

Cidde'ye inildiğinde saat paşanın uyku saati.. Ama daha Mekke'ye doğru otobüs yolculuğu var. Bu uçaktan daha dar ve hareketli bir mekanda uzun bir süre demek. Ancak uçakta uyumayan paşa otobüse biner binmez uyudu :) Bir sorun yok.. Bu arada içerlerde güçlü klimalar dışarda sıcak bir hava.. Paşa'nın üzerinde ince penye bir yelek hiç çıkmadı.. Böylece soğuk sıcak arasında biraz olsun korundu.. Çantaya atılacak ikinci önemli şey; "Penye Yelek"....

Ana Kuzusu

Otele yerleş kendine çeki düzen ver derken saat gecenin bir saati oldu.. Paşa uyuyor.. Tavaf ve Say bizi beklemekte.. Odada bırakamayız.. Herkesde mescide akıyor kimseyede sen bak biz gidiyoruz diyemeyiz.. Oturturuz arabasına beraber yaparız o uyur hem arabada.. Plan bu.. Ancaaakkkkkk.... Kabeye bebek arabası almıyorlar.. yanınıza alınacak üçüncü şey "En hafifinden bebek puseti" ancak Mekke'de değil ama Medine'de çok işinize yaracak.. E napalım bu gece geç uyuyacak paşa. Böyle bir sebep için uykududan feragat edilebilir.. Unutmayın orda vaktiniz kısıtlı onun için dengelerin şaşması canınızı sıkmayacak çünkü tek amacınız var...
Paşa babasının omzuna alınır, tatlı dile uyanır, size sıcacık gülümser, sanki herşeyin farkındaymış gibi... Sükunetle tavafa katılır.. Normalde o kadar süre omuzda durmayan çocuk aksine hiç inmek istemez.. Sessizce mırıldana mırıldana çevresini izler.. Keza saydada omuzda hiç gıgıkını çıkarmaz. Korkmayın yardımcınız herşeyden büyük onun için alın bebeğinizi omuza başlayın tavafa... Şükür...

Eğlence

Çocuk heryer de çocuk.. Sessizlik bir yere kadar :) Bu durumda çantaya atacağınız dördüncü şey "oyuncak".. Paşanın en sevdiği bir top ve bir küçük araba.. E alan geniş oralarda koşa koşa oynuyorlar çocuklar. Çocuklu kadınlar için en rahat mekan üst katta. Hemen mescidde ikinci kata çıkıyorsunuz. Hem Kabe'ye karşı namaz kılıyorsunuz hemde daha sakin olduğu için çocuğu daha kolay kontrol edebiliyorsunuz. Üst katta arkalarda klimalar çok şiddetli o nedenle ön taraflara gelmenizi tavsiye ederim. Belki biraz daha sıcak ama inanın klima soğuğundan daha sağlıklı.. Zaten güzel bir esinti sürekli sizinle beraber.

Güneş Güneş

Mescidin avlusu tamamen beyaz mermerle döşenmiş. Gündüz vakti beyaz inanılmaz bir yansıma yapıyor. Bu da elbette gözleri çok rahatsız ediyor. Ayrıca delici bir güneş tepede. Paşa genelde dışarda şapkasını gözlerine indirerek dolandı. Muhakkak alınması gereken beşinci madde "geniş kenarlı bir şapka" elbette kendiniz içinde güneş gözlüğü :) Ayrıca erkekler için kullanılan beyaz baş örtülerde işte bu havalarda çook çook kullanışlı..

Bağlanmak

Veee geldik en önemli soruya.. Kontrol sizde olmadığı cemaatle kılınan namaz vakitlerinde peki ne olacak.. Hemen söylüyorum.. Çocuk bağlanacak. Evet ne kadar abes görünsede ne kadar komik olsada çocuk bir şekilde sabit bir noktaya bağlanmalı. Bunun için yöntemlerden birtanesi çantanızın ipini beline dolayıp çantayı oturan zuzunun sandalyesine geçirmek. Ancak ben çok daha profesyonel bir yöntemle, sevgili kayınpederimin özel olarak yaptığı, çocuk tasmasıyla bu işi çözdüm.. Kesinlikle çantaya atılması gereken altıncı şey "çocuk bağlama aparatı". Bu tarz tasmalar bildiğim kadarıyla bazı çocuk mağazalarında satılıyor. Ve inanın hayat kurtarıcı görev yapıyorlar.. Namaz kılarken tasmanın ucunu kolunuza yada ayağınıza geçiriyorsunuz. Böylece kısıtlı bir alanda hareket edebiliyor çocuk. Yukarda koşturduğu fotoğrafta, siyah deri kayışlar görünüyor, işte onun arkasında halkası var orayada ipi takılıyor. Tasma kısmı yelek gibi geçiriliyor üzerine. Sadece bağlamak istediğinizde takıyorsunuz ipini. Zaten bağlandığını anladığı anda hiç hareket etmeden oturuveriyor önünüze. Sizde çocuğunuzun kucağına secde yapıyorsunuz.. Çok şükür..

Paşanın Keyfi

En önemli detaylardan biride kimlik kartları. Üzerinde arapçada yazan kimlik kartını paşanın boynundan hiç çıkarmadık. Sıkılgan bir çocuğunuz varsa bir şekilde kimliği çatal iğneyle falan sabitleyin ama kesinlikle boynundan çıkarmasına izin vermeyin. Paşa daha uyanınca kimliğini takıyor yatana kadarda çıkarmıyordu. Bir zaman sonra günlük rütine aldı zaten. :) Önce kimlik, sonra yelek, sonrada tasmasını takıyordu :)

Zemzem...

Çantaya atılacak bir diğer maddede "atıştıracak bişiler".. Namaz vakitlerini beklerken mama diye sayıklayan paşaya bir çubuk kraker, bir elma, bir çikolata verip oyalamak iyi olabiliyor. İçecek birşey almanıza gerek yok. Çünkü mescidin her bir yanı zemzem bidonlarıyla dolu. Ordan kana kana içebilir içirebilirsiniz.. Ancak üzerinde "Not Cold" yazanlardan içirin çocuklara. Diğerleri epey soğuk çünkü..
Vakitler dışında genelde odada O'na dinlenme ve serinlenme fırsatı verdik elbette. Öğle uykularında beraber uyuyup her vakitte beraber ziyaret ettik mescidi.. Böylece beraber dinlenip beraber yorulduk.
Görev paylaşımı yapın mutlaka herşeyi anne olarak üstüne almanın bi anlamı yok :) Eşlerde seve seve yardımcı olurlar. Hatta erkekse çocuğunuz biraz daha çok yükleyin babasına.. Her ne kadar cümbüt cemaat gitsekte umreye sevgili eşimle ben nerdeyse hiç bırakmadık paşayı. Hep bizimleydi her anda. Bir vakitte babasıyla bir vakitte benimle.. Üzmedi bizi hiç hem de hiçç.. Çook şükür..

Tavaf, Dua, Güneş...

Çantaya atılması gereken şeylerden biride beyaz şemsiye.. Paşanın uyuduğu saatte bırakacak birini bulduğumuzda öğle vakti tavaf etmemiz gerektiğinde en büyük yardımcımız.. Kendi gölgeni kendin oluştur..
Belki daha çoook şey var yazılabilecek ama bunlar ilk başta en önemli detaylar diye düşünüyorum.
Herşeyden ama herşeyden öte biraz teslimiyet gerek... Sizi davet edenin sizi rahat ettireceğine inanmak gerek.. Bırakın biraz kendinizi... İnanın ev sahibi sizi çook çook iyi ağırlayacak.. Rabbim kabul buyursun, YAR ve YARDIMCInız olsun...

Monday, May 3, 2010

Dönüş..

The Ka'aba 2010 April

"Lebbeyk Allahümme lebbeyk!
Lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk!
İnne'l-hamde ve'nni'mete,
Leke ve'l-mülk, lâ şerîke lek!..."

"Buyur Allah'ım buyur!
Buyur ki senin ortağın yok, emrine amadeyim buyur!
Hamd sana, nimet senden ve mülk senin.
Ortağın da yoktur senin!..."

The Ka'aba 2010 April The Ka'aba 2010 April

Tadı damakta kalan lezzetleri anlattım size şimdiye dek.. Peki tadı yürekte kalan lezzetleri nasıl anlatırım? Hangi kelimeler yürekteki çarpıntıları ifade etmeye yeter... Hangi kelimeler gözlerden akan yaşların yerini tutabilir.. Hangi kelimeler kulaklardaki uğultuyu size dinletebilir...
İnsanların bir olduğu, kadın, erkek, çoluk çocuk, daha yirmi günlük bebek, seksen yaşında dede.. Bacakları olmayıp elleriyle, gözleri görmeyen yürekleriyle, kimisi ağır ağır, kimisi koşarak, öyle bir çaba öyle bir emek içinde.. Amaç; amaç tavaf etmek! Amaç; tavafı idrak etmek! Amaç birazda olsa Rabbin rızasına kavuşmak... Her dönüşte "Bismillah Allah u Ekber" demek, her dönüş daha da çok dönmek istemek..

"Bilin ki, hakkı inkara şartlanmış olanlara, başkalarını Allah’ın yolundan çevirmeye, keza, hem orada yaşayan hem de dışarıdan gelen bütün insanlar için tayin ettiğimiz Mescid-i Haram’dan alıkoymaya çalışanlara; ve bile bile haksızlık yaparak oranın saygınlığına gölge düşürmeye kalkışanlara, öte dünyada çok can yakıcı bir azap tattıracağız.
Çünkü, İbrahim’e bu İbadet Evi’nin kurulacağı yeri gösterdiğimiz zaman o’na demiştik ki; “Bana kimseyi ortak koşma! Ve Benim mabedimi, onu tavaf edecek olanlar için, onun önünde Rablerini tazim ve tefekkür ederek dikilip duranlar için, VE NAMAZDA saygı ile eğilenler ve yere kapananlar için, temiz tut!”
Bunun içindir ki, ey Muhammed, bütün insanları hacca çağır! Yaya olarak ve hızlı yürüyen her türlü binek üstünde sana gelsinler, dünyanın en uzak köşelerinden GELSİNLER, de, bunun kendilerine sağlayacağı yararları görsünler; ve kurban için belirlenen günlerde, bu amaçla O’nun kendilerine rızık olarak sağladığı hayvanlar üzerine Allah’ın ismini ansınlar; ve böylece, siz de bunlardan yiyin ve darlık içindeki yoksulu da doyurun. Bundan sonra uymak zorunda oldukları belli bir takım kısıtlamalara son versinler; varsa adaklarını yerine getirsinler; ve dünyanın bu en eski mabedini bir kere daha tavaf etsinler. " (22.Hac Suresi 25-29.Ayetler)

Paşamız omuzda biz tavaf ettik, taşlarında namaz kıldık, bir kere daha şükrettik, dilimiz döndüğünce tefekkür ettik.. Rabbim sen bunu bize kolay kıldın, ve bunu bizden kabul eyle..

Medina 2010 April

Medine huzur şehri, Mekke'nin aksine daha bir sakin daha bir nezih.. Farklı bir atmosfer farklı bir yaşam var sanki burda.. Havası daha temiz insanları daha medeni. Zira boşuna değil ismininde medeniyet oluşu.. Rabbimin elçisi örnek insan Peygamberimizin ebedi istirahat ettiği belde olması elbette sebepsiz değil. Peygamberimizin burayı seçmesi elbette nedensiz değil..

Medina 2010 April Medina 2010 April

O'nu anlamayı, O'nu tanımayı, O'nun ahlakıyla ahlaklanmayı diledim en çok.. Muhakkak ki onun beşerliği bize örnek olmasındandır muhakkakki onun insanlığı, insanlığın en yücesi olmasındandır.. O'nun gibi yaşayabilmeyi istedim en çok..

Medina 2010 April

Belki sayfalarca yazmalıyım belki kelimelerce konuşmalıyım, anlatmalıyım.. Ama en baştada dediğim gibi yürekte kalan lezzetler tarif edilemiyor.. Dilerim tüm inananlar o topraklara yüz sürmeye oralarda ibadet etmeye, birliğin ne demek olduğunu yaşamaya nasiplenirler.. Dilerim tüm insanlarla beraber bende bu dönüşü anlar ve idrak ederiz.. Rabbim bizlere yeniden yeniden yeniden mabedine kavuşmayı nasip eyle...

Hacı Paşa

İşte bir dört nesil fotoğrafı daha.. Bu sefer kutsal toprakları hep beraber ziyaret etmek nasip oldu bize, sevgili anneannem-dedem, annem-babam, ablam ve ben.. Elbette paşam ve zuzumda.. Bizi biraraya getirmeye sebep olan sevgili insan, Allah senden razı olsun! Rabbim yar ve yardımcın olsun...

Dört Nesil...

Hiç kimsenin susuz kalmayacağı bu beldede ben zemzemimi paşamın ellerinden içtim.. Her yudumda kana kana her yudumda şükrederek. Hiç aklıma gelmezdi bu toprakları evladımla bu kadar erken ziyaret edeceğim. Eşimle haccımızı yaparken içten içten dua etmiştik belki evlatlarımızlada gelmeyi. Ama bu kadar çabuk olmasını beklemiyorduk Rabbim sebep olanlardan razı olsun!

Zemzem...

Kuzumda bizimle her namazda yer aldı. Ama bağladık onu kendimize ama tuttuk elinden. Hiç üzmedi bizi hiç canımızı sıkmadı.. Eee sen evladım küçük diye buralara gelmekten yüksünmezsen Rabbin sana yardımcı olmazmı... O kadar da güzel olduki.. Hep kolay yollar açtı bize hep kolaylıklar verdi. O kadar rahat o kadar güzel bir ziyaret oldu ki.. İnanın hemen yeniden gidiyoruz deseler bir saniye tereddütüm olmaz.. Tatlı bir yorgunluk bıraktı sadece.. O da ana kucağında uyuyunca geçer gider...

Yorgunluk...

Siz kıblenizi görerek namaz kıldınız mı hiç?
Siz her nesilden insanlarla bir oldunuz mu?
Siz tabanlarınız ağrıdan şişse bile koşarak tavaf etmek istediniz mi?
Siz susuzluğunuzu gidermek için kana kana zemzem içtiniz mi?
Peki tüm bunları idrak ettiniz mi...

Rabbim idrak etmeyi nasip etsin..

Monday, December 14, 2009

Tayland Macerası Bölüm 2 :)

En son sevgili Gül Hanım'ın yorumu üzerine silkelenip kendime gelmemin vaktinin geldiğine karar verdim. Teşekkürler Gül Hanım gerçekten buna ihtiyacım vardı..

Bayram geçti, günler geçti, her gün mazide bir anı olarak yerini aldı.. Ama ben hiç kayıt tutmadım.. Sessizliğim belkide buna ihtiyaç duyduğumdan.. Sizi ihmal etmek istemedim ama insan bazen kendini dinlemek istiyor. Ama bu kadar dinlemek yeter biraz konuşma zamanı şimdi.. Merak etmeyin bundan sonra sık sık görüşeceğiz yeniden. :D Yani Rabbim ömür ve sağlık verdiği sürece...

tay25

Şimdi laklakı bırakalım ve geçelim Tayland'ın ikinci bölümüne..

tay40

Tayland'ın turistik kısmında ilk gidilen mekan Büyük Saray.. Maksimum şatafatı içinde barından gerçekten adını haketmiş bir yer. Kralın oğluna yaptırdığı ama oğlanın beğenmediği bunun üzerine yenide başka binaların daha kondurulduğu gösterişin inanılmaz bir şekilde gözler önüne serildiği rengarenk bir dünya...

tay30

Beni en çok etkileyen detaylar çatılardaki renklerdi.. İnci gibi dizilmiş çatı döşemeleri. Bunlar kiremit değil. Sanki seramikten yapılmış taşlar. Pırıl pırıl ve renagarenk. Her birinde ayrı bir emek ve her birinde ayrı alın teri var belli ki.

tay31

tay43

Duvarlarda tarihler resmedilmiş... Ve bu hikayelerde gene rengarenk işlenmiş. En şatafatlı detaylar varaklarla süslenmiş. Yalnız bunlardaki emek öyle bir sefere mahsus yapılıp bırakılan cinsten değil. Havadaki sıcak ve nemden bu varakların ömrü en fazla bir sene. O nedenle el işçiliği sürekli başa sarıyor düzeltmeleri. Ve bir sanatçı her sene yeniden yeniden işliyor eserini...

tay19

tay41


Binalardaki süslemelerde aynı titizlikle yeniden yeniden elden geçiyor. Benim terden üzerime yapışan kıyafetlerim, kendimi en kuytu köşelere, en serin sulara atma hayallerimin yanında; bu insanlar güneşin altında yüzlerini sıkı sıkı örtüp sanat eserlerini süslemeye devam ediyor. Sanırım sanatçı olmanın çilesi bu, onları serin tutanda sanatlarını icra etmeleri.. Nasıl bir sevdaysa bu..

tay28 tay26
tay29 tay27


Sarayın bahçesindeki bonzailer ve nilüferlerde doğal güzelliğin eserleri. Boy boy bonzailer bana küçükken izlediğim meşhür "Karate Kid" filmini anımsattı. "Bonzailer yabani ağaçlardır ve olmadık yerlerde yetişir" diodu Üstad Maigi :D Valla burası öyle yamaçlar veya uçurumlar değil ama yetişen bonzailer dudak uçurtan cinsten..

tay42


Beni en çok etkileyen ve en çok şaşırtan noktaya geldik.. Bilmem siz de benim hissettiklerimi hissedecekmisiniz..

tay20 tay44


O kadar şatafat, o kadar şaşaya rağmen benimsedikleri inanç; sade olmayı emrediyor. Ve bunun için kadın olmalarına rağmen saçlarını kazıtan, en sade ve temiz renklere bürünen budist rahibeler, zümrüt taşın oyulmasıyla yapılan, kış olduğu için altın yelek giydirilen, ve çok yükseklere yerleştirilip her tarafı pırıl pırıl süslenen "Buda"yı ziyarete geliyorlar..

tay24


Ve tüm bu şatafata tezat; insanlara ayakkabılarını çıkarttırıyorlar.. Ve kocaman harflerle Buda'nın öğretisini yazıyolar.. "Beware of your valuable possessions".. (Değerli mülkiyetlerinizden sakının...). Tuhaf dimi.. Demekki kişilerin en değerli mülkiyetleri ayakkabılarıymış.. Varaklarla süsledikleri binaları değil. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...

Gelelim Tayland'ın modern yüzüne.. Neredeyse tüm şehri dolaşan SkyWalk adında kat kat inşa edilmiş yoldan ilerleyerek tarifiğe hiç takılmıyorsunuz.. Şehirdeki tariğin ki biz adını "Kaos" koyduk, soldan akması yeterince ters değilmiş gibi birde yayaların orta yerde gezmesi inanın hiçde iyi olmazdı..

tay45


Renklere düşkünlük taksi renklerinde bile kendini belli ediyor. Her rengi ayrı bir anlamı var taksilerde. Pembeler binilebilir, yeşiller korsan binmeyin ama genede devlet destekli, maviler de güvenli gibi.. Biz genelde pembelere bindik. Elbette taksimetre açtırmadan taksilere binmiyorsunuz. Yani pazarlık burda da şart :D. Binalarda ve trafikteki diğer renk cümbüşüde grafitilerdi. Kii alışveriş merkezinin duvarında ve otobüslerde bunlar çok güzel sergilenmiş..

tay46


Eveett gezdim, gördüm anlattım.. Peki neler yedim dimi.. Gayet zengin bir mutfak kültürü var Tayland'ın. Ben yurtdışında balık dışında et tüketmediğim için bol ama gerçekten boool miktarda balık tükettim. Özellikle karides. Her türlü karidesten yedim. Yani okadar türlü ki; kurutulmuş karides bile yedim :D

tay32


Bir çok farklı sosu burda nasıl anlatacağımı bilemediğimden, e biraz da açlığımın fotoğraf çekmenin önüne geçtiğinden size yakaladığım bir kaç kareyi gösterebiliyorum. Ki burda en ilginci, bizim sarmamız gibi, ama daha sert bir yaprağa kurumuş karides, lime, hindistan cevizi, bi çeşit otlar ve harika sosu sarıp yenilen değişik bir sarma çeşitiydi.
Bunların dışında sevgili Ebru'nun bizi tanıştırdığı aslen Japon restoranı olan Sabushi gerçekten gidilip denenmesi gereken lezzetlerle dolu.

tay47

Ana fikri "Shabu Shabu" denilen, masanın ortasında kaynayan tavuk veya sebze suyuna istediğin lezzetleri atıp haşladığın sonra gene harika soslar beraber tükettiğin bir yer. Ve elbette "Sushi" lerinde sırayla geçit yaptığı ve dilediğin kadar tüketebildiğin bi restoran. Dönen bardan dilediğiniz lezzeti alıp kendi damak tadınıza uygun harika lezzetler ortaya çıkarabiliyorsunuz. Yeniden sushinin benim damak tadıma uygun olmadığına karar verip ben pişirdiğim karideslerimi, kalamarlarımı ve nefis levreklerimi mideye indirdim.

Ve bir maceranın daha sonuna geldik.. Öncelikle bizi destekleyen, yorum bırakan, telefon açan, maillerini eksik etmeyen tüm arkadaşlarıma, bizi teeeee oralara götüren sevgili Gönenç'e, oralarda bize gönüllü rehberlik eden sevgili Ebru'ya, bu organizasyonu düzenleyip tüm ülkeleri layıkıyla ağırlayan LG'e çoook çookk teşekkürler.. Sonraki maceralar ve yarışmalarda görüşmek üzere...